Bu gün, Ana Meryem anneme konuşuyordu. Hiçbir şey duymadım ve görmedim, sadece annemi. Ona bazı sorular sordum ve benim görebildiğimi ve duyduğumu yollarla cevap verdi:
Ana Meryem, Hanımız ne zaman mesaj vermeyi bırakacak?
Ve bize görünmeye devam edecek miyiz? Çok fazla deneyimler yaşıyoruz,
Çocuklarım mesajlarıma uyun, çünkü şimdiden sizinle daha çok konuşacağım. Her gün birlikte dua edin. Bugünki dualarınız için teşekkür ederim.
Hanım bize belirli bir zamanda mı konuşacak yoksa gündüz herhangi bir saat mi? Nasıl olacak?
Saat altıdır.
Sabahın altısı mı yoksa öğlenin altısı mı?
Öğle saat altıdır.
Sadece biz ikimiz birlikte mi dua edelim yoksa diğer insanları da davet edip beraber mi dua etmeliyiz?
Birlikte dua edin, başka insansız veya onlarla.
Nerede dua edeceğiz: Kilisede mi yoksa evde mi? (Bu noktada düşündüm: Çünkü eğer
kiliseye gidersem, rahip bize orada dualarımızı yapmamıza izin vermeyecek olabilir.)
Kilisede veya evde ya da başka insanların evlerinde olabilir. Yer önemli değil. Önemli olan her zaman ve birlikte dua etmektir. Bir araya gelip birlikte dualarınızı yapmaya çalışın. Dua edin, dua edin, dua edin. Şimdilik bu benim mesajımdır.
Sizin bize başka bir şey söylemek istediğiniz var mı? Hanımız Amazonya hakkında ne diyebilir?
Amazonas Eyaleti sizin eyaletinizdir. Benim ve Oğlum İsa tarafından seçilen eyalettir... Her gün sizinle birlikte çok fazla lütuflar yağdırıyorum. Bu yıl, ben çok fazla lütuf yağdıracağım bir yıldır, bu yüzden daha fazla lütuf almak için çok dua edin. Ancak aynı zamanda çok fazla acılar yaşanacak bir yıldır, dolayısıyla tekrar ederim: Dua edin, çok ve birlikte dua edin, ancak endişelenmeyin. Kendilerinizi bana verin, ben de sizinleri Oğlum İsa'ya vereceğim. *Üzülmeyin. Sevinç duyun. Yakında görüşürüz. Siz hepinize kutsama yaparım: Baba, Oğlu ve Kutsal Ruh'un adıyla. Amen!
(*) Burada bizi denemeleri sabır ve inançla taşımamızı teşvik etti, çünkü çok yakında büyük bir sınav geçireceğiz ve ağır şartlar yaşayacağız.